THY ve THY Teknik Hrpeak İngilizce Sınav Soru Kelimeleri

Türk Havayolları firmasının personel temini için kullandığı aday seçme aracı firması olan Hrpeak firmasının düzenlediği online ingilizce sınavı ve yerinde ingilizce sınavındaki sorulan sorular içerisinde en çok bulunan İngilizce kelimeler makalede yer almaktadır. Makale sürekli güncellenmektedir. Sayfayı sık kullanılanlara ekleyerek gireceğiniz sınav öncesinde son bir kez kelimelere ve anlamlarına bakmanızda fayda vardır.
Aşağıda bulunan kelimeler adayların thy hrpeak online ingilzce sınavı sonrası bildirdiği kelimelerdir. Sınav soruları telif nedeni ile paylaşılamamaktadır. Ancak aşağıdaki kelimeleri ezberlemeniz halinde online sınavı başarılı bir şekilde geçeceğinizi söyleyebiliriz. Makelenin sonunda Genel Yetenek Örnek Soru ve Çözümleri PDF linki bulunmaktadır.
THY ve THY Teknik Hrpeak İngilizce Sınav Soru Kelimeleri
A
Although : Rağmen
About : hakkında
Achieve : Başarmak
acclaim : beğeni
agree : katılmak / kabul
assumption : varsayım
anniversary : yıl dönümü
ambition : hırs
appear : görünmek
assistance : yardım / destek
as to make up : telafi etmek
airlift : hava ikmali
alone : yalnız
addicted : bağımlı
ability : kabiliyet
article : makale
abundant : bolluk
assembly : toplantı
audience : seyirci / izleyici
apart from : dışında
allow : izin vermek
accomplish : başarmak / sonuçlandırmak
abuse : taciz / suistimal
allegation : iddia
advice : tavsiye
applied : uygulamalı
B
By the time : Zamana kadar
Become : Olmak
Born : Doğmak
birthing pains : doğum sancıları
blockage : tıkanıklık
broadcasting : yayın
break through : yarıp geçmek
bottle : şişe
border : sınır / kenar
backbone : omurga
bring up : konuyu açmak
banish : sürgün etmek
C
Consolations : Teselli
Contraction : Daralma
Conscience : Vicdan
Contortion : Bükülme
Concession : Taviz
Cheer : Tezahürat
Counter : Tezgah
Creat : Oluşturmak
Company : Şirket
Compete : Rekabet etmek
Cease : Durdurmak
crew : ekip
Cupboard: Büfe
Chemistry : Kimya
count :saymak
Call : Aramak / Telefon etmek
complain : yakınmak / şikayet etmek
candidate : aday
curriculum vitae : özgeçmiş / CV
condition : koşul / durum / şart
conservation : koruma / muhafaza
competition : yarışma
complicated : karmaşık
correct : doğru
collaborate : işbirliği yapmak
company : şiket
consequently : sonuç olarak
convert : dönüştürmek
confess : itiraf etmek
contrary : aksine / karşı
cover : örtmek / kılıf
congregation : cemaat / topluluk
communication : iletişim
center : merkez
crop : kırpmak / kesmek / ekmek
commerce : ticaret
construction : inşaat
critic : eleştiri / eleştirmen
collapse : çöküş
carry : taşımak
corruption :yolsuzluk
compare : karşılaştırmak
crowd : kalabalık
certain : belirli
concern : endişe / ilgi / merak
consider : düşünmek
cruel : zalim
crawling : emekleme
cheerful : neşeli
D
Due to : Nedeniyle
Develop : Geliştirmek
Despite : Aksine
During : sırasında
deliver : teslim etmek
deprive : mahrum etmek
determine : belirlemek / saptamak
district : semt / ilçe
dry-cleaned : kuru temizleme
distinctly : belirgin bir şekilde
divide : bölmek / ayırmak
deserve : hak etmek
demonstrate : kanıtlamak / göstermek
deeply : derinden
drop out : bırakmak / ayrılmak
decision : karar
diminish : azaltmak
document : döküman
E
Excessive : Aşırı
Encourage : Teşvik – Cesaretlendirmek
equipment : teçhizat
Employment : İş
enable : etkinleştirmek / olanak tanımak
embarrassing : utandırıcı
Emperor : İmparator
Even : Hatta / bile
extraordinary : olağanüstü / sıradışı
essential : gerekli
eyesight : görme yeteneği
extend : genişletmek
experience : deneyim
exile : sürgün
embezzlement : kötüye kullanma / zimmete geçirme
extravagance : savurganlık
era : çağ
enormous : büyük / kocaman
experiment : deney
emotional : duygusal
F
Further : Daha öte
Future : Gelecek
Few : Az
forward : ileri
fitted with : donatılmış
flew : uçtu
fence : çit
flame : alev
fact : hakikat / gerçek
fade : solmak / zayıflamak
flee : kaçmak / terketmek
figure things out : bazı şeyleri çözmek
falling apart : parçalanmak
falling out : dökülmek
G
Got to the : Varmak
Global : Küresel
Goal : Hedef
generate : oluşturmak / üretmek
get along : geçinmek
guilt : suç
gather : toplamak / bir araya getirmek
garrison : garnizon / askeri birlik
get rid of : kurtulmak
go over : ayrıntıların üzerinden geçmek
gullible : saf / salak
H
Hope : Ümit etmek
Hanger: Askı
hear : duymak
heavy : ağır
hence : bundan dolayı /
horizon : ufuk
homeland : vatan / anayurt
hide and seek : saklambaç
hitchhiking : otostop
i
initiative : Girişim
itself : Kendisi
increase : Arttırmak
improve : geliştirmek
intelligent : zeki
imagine : hayal etmek
interest : ilgi
intend : istemek / niyetlenmek
impact : etki / darbe
inject : enjekte etmek
infrared : kızılötesi
investigation : soruşturma
impression : izlenim
instead : yerine
instruct : öğretmek / bilgilendirmek
invertebrate : omurgasız
income : gelir
immediately : hemen
ignore : aldırmamak
indicate : belirtmek
illustrate : örneklemek / tanımlamak / resimlemek
j
Jog : koşu
L
Least : En az
Lead : Öncülük etmek
Launch : Başlamak
Library : Kütüphane
leave : ayrılmak
landfill : çöplük
landslide : heyelan
lay : sermek / koymak
likewise : aynı şekilde
lying : uzanmak / yalan söylemek
lingua : dil
logical : mantıksal
K
kidney : böbrek
keep up : sürdürmek
keep on : devam etmek
M
Murder : Cinayet
Mid-air : Havada
misdemeanour : kabahat
missed : eksik
meant : anlamına gelen
mainly : daha çok
mice : fareler
mention : anma / bahsetmek
masterpiece : başyapıt
mental : zihinsel
N
naturally : doğal olarak
nervous : sinirli
narrow : dar
nonetheless : her şeye rağmen
nomadic : göçebe
nearsighted : miyop / uzağı göremeyen
neglected : bakımsız
O
Observe : Gözlemek
Own : Kendi
Opportunities : Fırsatlar
over : üzerinde / fazla
official : resmi
officials : memurlar
obtain : elde etmek
obligation : yükümlülük
open minded : açık görüşlü
P
Population : Nüfus
Percent : Yüzde
Project : Proje
Prize : Ödül
Poverty : Yoksulluk
Provide : Sağlamak / Temin etmek
Pave the way : Yolu açmak
Participate : Katılmak / Ortak olmak
prepare : hazırlamak
Put in motion : Harekete geçirmek
Passengers : Yolcular
Paid : Paralı
Picked up : Almak
Prize : Ödül
promise : söz vermek
patient : hasta
packaging : ambalajlama / paketleme
penalty : ceza
purpose : amaç
proof : kanıt
pass out : bayılmak
protection : koruma
precious : değerli
possession : mülk / sahiplik
pair : eş / çift / iki parçası olan
plunder : yağma
prohibition : yasak
possibility : olasılık
properties : özellikler
particles : parçacıklar
put up with : katlanmak / dayanmak
precise : kesin
poaching : kaçak avcılık
probably : muhtemelen
R
Region : Bölge
Receive : Almak
Raise : Yükseltmek / arttırmak
Reduce : Azaltmak
rushed : acele etmek / aceleyle
Responsible : Sorumlu
remarkable : dikkat çekici
recover : iyileşmek
regulator : düzenleyici
rather : yerine
rescuer : kurtarıcı
regard : saygınlık / ilişki
response : yanıt / tepki
in response to : cevap olarak
related : ilgili / ilişkili
resistance : direnç / karşı koyma
remain : sürdürmek / kalmak
refusal : reddetmek
reclaim : geri almak
remote : uzak
regime : rejim
revolution : devrim
rob : soymak
S
Suggest : Önermek
Spread : Yayılmış
Scientist : Bilim adamı
Skill : Beceri
Successfull : Başarılı
Shower : Duş
section : bölüm
So : Bu yüzden / yani / böyle
schedule : takvim / program
safety : güvenli
salmon : somon balığı
Statement : açıklama / beyan
seek : aramak / araştırmak
strive : çabalamak
step up : adım atmak
shocking : şok edici
suffer : acı çekmek
side effect : yan etki
similar : benzer
substitute : vekil / temsilci
swell : kabarma / şişme
stretch : germek / uzatmak
spectator : seyirci
stuck : sıkışmak
state : eyalet / devlet
source : kaynak
significant : önemli
settlement : yerleşme / yerleşim yeri
statue : heykel
seat : koltuk
severity : ciddiyet
stand for : dayanmak
superficial : yüzeysel
sick of : sıkılmak / bıkmak
several : birçok
T
Target : Hedef
twist : bükülme
transplant : nakil
through : sayesinde / vasıtasıyla
trap : tuzak kurmak
tear : gözyaşı / yırtık
therefore : öyleyse / bu nedenle
terminate : bitirmek / sonlandırmak
thus : böylece
troop : birlik / bölük
take after : benzemek
trapping : tuzak
taming : evcilleştirme
This : bu
U
Up to : Kadar
until : a kadar
unfold : açmak / sermek
unite : birleştirmek / kaynaştırmak
unit : birim
upstream : akıntıya karşı
urban : kentsel
unjustly : haksız yere
V
vision : görüş
vertebrate : omurgalı
W
Within : İçinde
While : İken
Warehouse : Depo
Wish : Dilek
Wardrobe : Gardrop
way : yol
wave : dalga
which : hangi
whereas : oysa / halbuki
widely : yaygın olarak
wasteland : çorak / boş arazi
Y
Youth : Gençlik
Aşağıdaki bağlantılara tıklayıp istediğiniz sayfaya ulaşabilirsiniz